Onuncu Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a (1495-1566) mektup yazan Beşiktaşlı Yahya Efendi (1495-1571): Alim, Müderris, Şair-Sufi ve Molla Şehzade olarak tanınır. 1495 yılında Trabzon da dünyaya geldi. Babası bazı kaynaklara göre Amasya’lı olan Kadı Şâmî Ömer Efendi’dir, annesi Afîfe Hatun’dur.
Aynı dönemde Sultan 2. Bayezid‘in (1447-1512) oğlu Şehzade Selim (1470-1520) Trabzon sancak beyi idi. Kadı Ömer Efendi ile şehzade Selim çok yakın dostlardı. 1495 de Küçük Yahyâ’nın doğumundan birkaç gün sonra Şehzade Selim’in tek oğlu Süleyman’ın dünyaya gelmesi muhtemelen iki aileyi birbirine daha da yakınlaştırmıştır.
Şehzade Selim’in eşi Ayşe Hafsa Sultan’ın sütü kesildiği için bebek Süleyman’ı Yahya’nın annesi Afife Hatun emzirdi. Bundan dolayı Yahya Efendi, Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi oldukları bilinmektedir.
Yavuz Sultan Selim’in vefatı üzerine Şehzade Süleyman 1520 tahta çıkmıştır. Daha sonra Kanuni, Yahya Efendi’nin İstanbul’a gelmesini istemiş arasında Trabzon’da başlayan dostluk İstanbul’da devam etmiş ve Sultan, Yahya’yı kız kardeşinin kızı Şerife Hatun ile evlendirmiştir.
Kaynaklarda Sultan Süleyman’ın Yahya Efendi’ye ve ailesine karşı saygı duyduğu ve İstanbul’da inşa ettirdiği ilk mescide Yahya Efendi’nin annesi Afife Hatun’un adını vermiştir. Kanuni Sultan Süleyman kendisinden birkaç gün önce doğan Yahya Efendi’ye ağabey diye hitap eder ve zaman zaman ziyaretine giderdi.
Yahya Efendi’nin devlet işlerine karışacak cesareti göstermesi de bu yakınlığı ortaya koymaktadır. Yahya Efendi birçok konuda Kanuni Sultan Süleyman’a mektuplar yazmış, talep veya tavsiyelerde bulunmuştur.
İşte Beşiktaşlı Yahya Efendinin Kanuni’ye gönderdiği ve şu anda Topkapı Sarayı’nda sergilenmekte olan mektuplarda bir;
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse,
Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse,
Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse,
İşte o zaman devletin sonu görünür…
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır.
Halkın güven ve itimadı sarsılır. Asayişe itaat hissi kaybolur.
Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir!.”
Ali Erdoğan / Emekli Tarih Öğretmeni / Müdür
GÜNDEM
15 Ekim 2025SPOR
15 Ekim 2025GÜNDEM
15 Ekim 2025SPOR
15 Ekim 2025SPOR
15 Ekim 2025GÜNDEM
15 Ekim 2025GÜNDEM
15 Ekim 2025